GEÇMİŞTEN GELEN MİRAS, GELECEĞE UMUT OLAN SANAT

Arzu Ak Erbir, Samsun’un Atakum ilçesinde kurulu atölyesinde günümüzde artık unutulmaya yüz tutmuş olan keçe sanatını yaşatma ve gelecek nesillere aktarma mücadelesi veren bir kadın girişimci.

25 yıl önce, sıradan bir hobi olarak başlayan yolculuk, zamanla Arzu Ak Erbir’in hayatının anlam bulduğu, kalbinin derinliklerinden gelen bir tutkuyla şekillenen serüvene dönüşmüş. Samsun’un tarihi ve kültürel dokusunda izlerini aradığı geleneksel Türk sanatları, onu öylesine derinden etkilemiş ki; bugün yaşatmaya çalıştığı sanat onun için sadece bir uğraş değil adeta ruhunun da bir parçası haline gelmiş.

Son 7-8 yıldır Arzu Ak Erbir’in kalbinde özel bir yer edinen keçe, onun için sadece bir sanat dalı değil, geçmişten geleceğe uzanan bir köprü, bir yaşam biçimi olmuş. Öyle ki; keçe sanatı, artık halk arasında unutulmaya yüz tutmuş olsa da Arzu Ak Erbir’in ellerinde yeniden hayat bulmuş. Erbir, Atakum’da kurulu atölyesinin kendisi için yalnızca bir işyeri değil, geçmişin günümüze taşındığı bir sanat evi olduğunu söyleyerek, "Samsun, sadece denizle ve tarımla anılmamalı, Samsun, el sanatlarıyla da zengin bir kültür mirasına sahip. Keçe de Samsun’un tarihinin, kültürünün bir parçası. Bende bu mirası yaşatmak için varım," diyor.

"Yaptığım işim bana sadece bir sanat değil, bir sorumluluk gibi geliyor" diyen Erbir, eski zamanlarda keçenin sadece bir malzeme değil, büyülü bir anlam taşıdığını ise " Geçmişte halk inanışlarında keçe, negatif enerjiyi çekme gücüne sahipti. Yılanlar ve sürüngenler keçeden uzak dururdu, çünkü ona zararlı bir varlık yaklaşamazdı” sözleriyle anlatıyor.

KORUYUCU BİR GÜÇ, BİR ENERJİ KAYNAĞI

İşte Arzu Ak Erbir, şimdi bu eski inançları ve keçe sanatının derin anlamını, her bir parçada yaşatarak bugüne taşıyor. Keçenin, ona sadece bir sanat malzemesi değil, koruyucu bir güç, bir enerji kaynağı, bir yaşam biçimi haline geldiğini ifade edip “Keçe, insanın içindeki dengeyi bulmasına yardımcı olur” diyor.

Yine anlatımına göre keçenin doğa ile olan bağlantısı da bir başka anlam taşıyor. “Keçe, yazın serin, kışın sıcak tutar. Doğanın bir parçası olarak, her dönemde insanın yanındadır” diye konuşuyor. Yine kendi ifadesine göre, keçe, mikropları barındırmayan, çevreye dost bir malzeme olarak, modern dünyada hem işlevsel hem de estetik açıdan zamansız bir değer taşıyor. Ama Arzu Ak Erbir için keçe, her bir ürününde bir anlam buluyor; atölyesinden işlenerek çıkan her bir şapka, kıyafet, halı, çanta ya da terlik, yalnızca birer obje değil, onun kalbinin, emeğinin ve sevgisinin bir yansıması haline geliyor. Ufacık tezgahında yaptığı ve satıma sunduğu tüm eserlerinde hem geçmişin ruhunu hem de modern dünyanın estetik ve işlevsel ihtiyaçlarını barındırıyor.

Arzu Ak Erbir, yaptığımız sohbette ayrıca Samsun’u sadece coğrafi bir yer olarak değil, köklü geleneklerin, eski zamanların izlerinin biriktiği bir kent olarak gördüğünü belirterek "Samsun, denizle, tarımla anılsa da, aslında bu topraklarda, geleneksel el sanatlarının çok büyük bir potansiyeli var. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak, bu mirası yaşatmak için varım ve bunun mücadelesini veriyorum. Samsun’un el sanatları potansiyelinin farkına varılmasını ve bu değeri geniş kitlelere tanıtmak en büyük hayalim” diye konuşuyor.

SANAT, İNSANIN RUHUNA DOKUNMALI

Keçe sanatının sadece bir üretim süreci olmadığını sabır, sevgi, disiplin, hayal gücünün yer aldığı alan olduğunu belirten Arzu Ak Erbir, “Bunlar sadece sanatçılar için değil, hayatın her alanında insana değerli dersler veren öğelerdir. Sanat, insanın ruhuna dokunmalı. Yalnızca bir nesne üretmek değil, onun derinliklerinde bir anlam yaratmaktır " diyor.

Amacının sanatını Samsun’dan başlayarak tüm Türkiye’ye tanıtmak hem gelenekleri yaşatmak hem de bu sanatın modern dünyada daha fazla yer bulmasını sağlamak olduğunu anlatan Arzu Ak Erbir, geçmişin mirasını sadece elinde tutmakla kalmayarak aynı zamanda onu geleceğe taşımak için gücü oranında elinden geleni yaptığını ifade ediyor.  Keçenin, sadece geçmişten gelen bir miras değil, bir köprü, geçmişin ve geleceğin kesişim noktası olduğunu söyleyen Arzu Ak Erbir, bu mirası Samsun’dan Türkiye’ye taşmanın en büyük hayali ve hedefi olduğunu belirtiyor.

DEVLET DESTEKLİ ATÖLYELER KURULMALI

"Sanatın yaşaması için, ona sahip çıkılması gerek," diyen Arzu Ak Erbir, sadece kendi mücadelesini değil, toplumsal bir sorumluluğu da vurgulayarak “Keçe sanatının geleceğe taşınabilmesi için devlet destekli atölyelerin kurulması gerek. Çünkü, sanat sadece bir bireysel uğraş değil, toplumsal bir yaşamsal alandır. Her sanatçı, bir kültürün nehir gibi akıp giden bir parçasıdır ve bu nehrin kesilmemesi, geçmişin birikimlerinin kaybolmaması için herkesin el birliğiyle çalışması gerekmekte” diye konuşuyor.

Günümüzde unutulmaya yüz tutmuş, ancak Türk kültürünün en derin köklerinden biri olan keçe sanatını yaşatmak isteyen Arzu Ak Erbir, bugün Atakum ilçesinde kiraladığı küçük atölyesinde her gün, zorluklarla, ekonomik engellerle, toplumsal daralmalarla karşı karşıya kalsa da, bir umut ışığı gibi çalışmaya devam edeceğini belirterek "Hayat, sanatla birleştiğinde bir anlam kazanır. Benim için sanat, yaşamın kendisi gibi," diyor.

Nural SÜRMELİ

Yorumlar

Bu makale için 0 yorum var.

Yorum Yazın